Davutpaşa Yerleşkesi
Mimari Pedagoji
YTÜ Okulları 112 yıllık bir üniversite kültüründen beslenirken 133 yıllık tarihi bir binanın eşsiz dokusunu üst düzey teknoloji ile donatılmış çevre dostu bir mimari ile taçlandırıyor. Okul binası sahip olduğu mimari donanım kadar ekolojik ve çevre dostu özellikleriyle de bulunduğu ekosisteme uyum sağlıyor ve dikkat çekiyor.
Kampüs içindeki tarihi yapılardan yola çıkarak kendi kökleri ve gelecek arasında bir köprü görevi üstlenecek olan okulumuz, öğrenimin aktif bir tetikleyicisi ve deneyim üreticisi olarak pandemi sonrası eğitim ortamlarına iyi bir örnek ve ilham kaynağı oluyor.
Tarihi bir fırından eğitimin mutfağına dönüşen mimari yapımız sahip olduğu kültürel ve fiziki donanımıyla tarihi fırının ekmek kokusunu öğrenme heyecanının bir parçası hâline getiriyor. Okulumuz çocukların kendini evinde hissedeceği sıcak bir güven ortamına dönüşürken ömürleri boyunca kopmayacak kıymetli bir bağ kuruluyor.
Anaokulu ve ilkokul gruplarımızın fiziki alanlarının birbirleriyle kurmuş olduğu pedagojik bütünlük öğrencilere dinamik deneyim fırsatları sunuyor. Öğrenme sürecinde mekân sınırlarını ortadan kaldıran okulumuz mimari olarak sunmuş olduğu tüm alanları eğitimin aktif bir paydaşı olarak görüyor.
Üniversite ve okul binamızın orman alanları, yürüyüş parkurları, proje merkezleri, atölyeleri, parkları ve diğer tüm interaktif alanlarıyla öğrenme sürecini destekliyor. Yönetici ve öğretmen çalışma odaları iş ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş herkesin kullanımına olanak sağlayan alanlar olarak dikkat çekiyor. Bu mekânlar ortak çalışma alanı felsefesiyle ile açık, görünür, araştırmaya ve bilimsel gelişime imkân veren bir donanımla oluşturulmuş istasyonlar olarak tasarlanıyor.
Okulumuzu oluşturan tüm fiziki mekânlar eşit derecede kullanım hakkı ile düşünülürken aynı zamanda okul toplumunun iletişimde ve etkileşimde olmasına imkân veren paylaşım ortamlarına dönüşüyorlar. Her biri birer proje merkezi şeklinde işleyen bu mekânlarla, okul koridorları, tüneller ve diğer tüm noktalar ayrı ayrı öğretim ve öğrenim sürecinin bir parçası oluyor. Okulumuzun sahip olduğu bu fiziki ortam kurgusu okul iklimi ve kültürünün demokratik temellerle oluşumuna da imkân sağlıyor.
YTÜ Okullarında bireyler kendilerine ve diğerlerine değer verirken ihtiyaçlarına da saygı duyuyorlar. Bahçe doğayı anlamaya imkân verirken ekim alanları, seralar ve diğer canlılara ev sahipliği yapan mekânlarla zenginleşiyor. Yıldız Orman ve okul bahçesi öğrenciler için merak uyandıran doğal keşif alanları olarak yapılandırılmış olup; kütükler, doğal bir tahterevalli, salıncak, bir su değirmeni, bir rüzgâr değirmeni, doğal bir tünel, arkeoloji alanı gibi öğelerle çocukluk yıllarını iyileştiriyor.
Tüm sınıfların ve mekânların kendilerine ait kütüphanelerinden ayrı okul kütüphanemizin tüm branşlar ve dersliklerle kurduğu iş birliği ile bilgi okuryazarlığı, akademik dürüstlük ve araştırma becerileri müfredatın bir parçası olarak sunuluyor.
Demokratik ortak alanlar ve proje merkezleri
Yönetici ve öğretmen çalışma odaları hiyerarşiyi ortadan kaldırarak, yürütülen bir rolü merkeze alan değil, iş ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş alanlar olarak dikkat çekiyor. Bu mekanlar ortak çalışma alanı felsefesiyle ile açık, görünür, araştırmaya ve bilimsel gelişime imkân veren bir donanımla oluşturulmuş istasyonlar olarak tasarlanıyor.
Bu sayede öğrenci ve öğretmenlerin eşit derecede kullanım hakkı olan, aynı zamanda okul toplumunun iletişimde ve etkileşimde olmasına imkân veren paylaşım ortamlarına dönüşüyorlar. Her biri birer proje merkezi şeklinde işleyen bu mekanlarla, okul koridorları, tüneller ve diğer tüm noktalar ayrı ayrı öğrenim sürecinin bir parçası oluyor. Bu fiziki ortam kurgusu okul iklimi ve kültürünün demokratik temellerle oluşumuna da imkân sağlıyor.
Üretimin deneyimi
İlkokul açılışının yapılacağı tarihi fırın elbette tekrardan kendi ekmeğini üretmeye başlıyor. Her gün pişen taze ekmek ve ekmek yapmak için ortaya konulan emek eğitim felsefesinin de kalbini oluşturuyor. Günün ihtiyacı belirleniyor, bu ihtiyaç için analizler yapılıyor ve temin süreci işletiliyor. Ardından sanat başlıyor. Her bir ekmek somunu ile ayrı ayrı ilgilenilmesi gerekiyor. Son olarak pişme koşulları ve sunum çok önemli. Elbette atıkların dönüştürülmesi, yeniden sisteme kazandırılması ve deneyimin her geçen gün nitelik kazanarak farklı tatları üretebilme becerisi, yani değişimin geleneksel bilgi ile harmanlanması YTÜ Okulları’nın sınıflarının da bereketini ortaya koyuyor.
Bu fikir bizi okulun merkezindeki bir mutfağa ulaştırıyor. İşleyen bir fırın, aktif bir mutfak ve öğrencilerin beslenmelerindeki farkındalık, doğallık, kıymet bilme, meslek erbaplarının hikmet dolu iletişimi dengeli bir bireyin yetişmesine anlam katıyor. Tarihi fırının ekmeğinin kokusu öğrenme heyecanının yapı taşı, çocukların kendini evinde hissedeceği bir güven ortamı elçisi, ömürleri boyunca bitmeyecek bir bağın mimarı oluyor. Mutfak bilimsel bir temelle geleneksel saklama ve üretme yöntemlerinin yanı sıra atıksız bir yaklaşımla tüketim ve dönüşüm temalarının işlendiği bir laboratuvar işlevi görüyor. Ayrıca sosyal öğrenme alanlarına destek vererek bir kültür oluşturulması, kültürlerin tanınması ve nesilden nesile aktarılmasında önemli bir rol oynuyor. İnsanı keşfetme ve felsefesini anlamaya ilk adım mutfakta atılıyor.
Bilinçli ve zarif bir beslenme
Yemek salonu öğrencilere aydınlık, yine çevre ile etkileşimli ve zarif bir ortam sunarak, standart durumlarda yaşanan yemek zamanının hızını, tüketme odaklılığını ve rabarbasını azaltıyor. Sakin bir kültür oluşmasında etkili bir rol üstleniyor. Zarafet, sofra adabı ve yemek masasında bir aile birlikteliği yaşatıyor. Masaların konuşlanması tüm okul toplumunun birlikteliğine izin vererek, masa üstü düzeni ise yemek yeme alışkanlıklarına ve adaba uygun bir estetik ve deneyim sunuyor.
Öğrenciler masa düzeninin oluşturulması, mekânın hazırlanması zaman zaman da tekrar kullanıma hazır hale getirilmesinde sürecinin bir parçası oluyor, profesyonellere karşı empati geliştiriyor, değer bilme ve israftan kaçınma hususunda doğal bir bilinç oluşturuyorlar.
Özbakım ve kişisel sağlık
Çocuklarımızın kişisel bakım ve hijyen alışkanlıklarının oluşması amacıyla lavabolar özenle kullanılması gereken yerler olarak karakterlerini sunuyor. Hem teknik olarak kişisel hijyen fırsatı sağlayan bir donanım hem de bakımı, konforlu ve estetik hale getiren bir düzenleme ile motivasyon oluşturuyor.
Kullanımı kolay lavabolar, kişisel bakım noktaları ve doğal ürünleriyle kapısından içeri giren kişiye sağlıklı olmaya değersin mesajını veren ortamlar hijyen, öz bakım ve sağlık kültürünün oluşmasına imkân sunuyor. YTÜ Okullarında bireyler kendilerine ve diğerlerine değer verir, ihtiyaçlarına saygı duyarlar.
İçeride ve dışarıda olmak
Bahçe doğayı anlamaya imkân verirken ekim alanları, seralar ve diğer canlılara ev sahipliği yapan mekanlarla zenginleşiyor.
Yıldız Orman ve okul bahçesi öğrenciler için merak uyandıran doğal keşif alanları olarak yapılandırılmış plastik oyuncaklar yerine kütükler, doğal bir tahterevalli, salıncak, bir su değirmeni, bir rüzgâr değirmeni, doğal bir tünel, arkeoloji alanı gibi öğelerle çocukluk yıllarını iyileştiriyor. Okul, doğa ile temas halinde ve materyaller bu geçişi hızlandıran mobil yapılarla dinamikleşiyor.
Çok yönlü gelişim
Tüm sınıfların ve mekanların kendilerine ait kütüphanelerinden ayrı okul kütüphanesi ve bahçede mobil kütüphanelerde bilgi okur yazarlığı, akademik dürüstlük ve araştırma becerileri müfredatın bir parçası olarak sunuluyor.
Sanat atölyeleri, müzik stüdyoları, bilim ve teknoloji laboratuvarları, drama sahneleri, spor alanları, tırmanış duvarları, dans ve jimnastik stüdyoları ile kütüphane YTÜ Okullarının gelecek için “Eğitimde Yıldız Elementler” adını verdiği özgün felsefesinin hayata geçişine öğrencilerin bireysel farklılıkları ve tutkularını ortaya çıkarabilecek ortamlar olarak katılıyor. Çok yönlü gelişim hedefini Yıldız Teknik Üniversitesi’nin ana değerlerinden alan okulumuz çocuklarımız için tüm kaynaklarını seferber ediyor.